Sosyal Medya

Makale

Yahudiler İslâm’dan neler öğrendiler?

Yazar, bir dinin veya kurumun yalnızca tarihteki önceliÄŸinin daha sonrakilere tesirini ispat edemeyeceÄŸini, böyle bir iddia varsa önce tarihteki öncelik iddiasına, sonra da tesirin gerçek olup olmadığına bakmak gerektiÄŸini ifade ettikten sonra namazı ve bu arada daha baÅŸka birçok ÅŸeyi Yahudilerin Ä°slâm’dan ve Müslümanlardan öğrendiklerini şöyle ortaya koyuyor (özetliyorum).Yahudilerin inanç ve haberler konusunda naklettiklerinin asılları kendilerine ait deÄŸildir; çünkü Babil esaretinden önceki tarihlerinde bunları bilmiyorlardı. Mezopotamya’da onlara açık olan kapı, orada yaÅŸayan Araplara da açıktı.

Peygamberlik konusunda onların önceliÄŸi yoktur; kendi kutsal kitaplarına göre ilk peygamberleri ve ibadetlerle  ile ilgili bilgileri  baÅŸkalarından almışlardır. Onlarda “Peygamber” kelimesine karşı gelen bir kelime Kenan’a girmeden önce mevcut deÄŸildir.

Dinin özünü teÅŸkil eden Allah, Peygamber ve mükellefiyet konularına mukayeseli olarak bakıldığında Ä°slâm’ın onlardan hiçbir ÅŸey almadıkları açıkça görülecektir. Ä°nsaflı ve tarafsız gözlemciler, eskiden ve yeniden dindar Yahudi halkına ve  Müslümanlara baktıklarında izafi olarak (tesir bakımından) önceliÄŸin Müslümanlarda olduÄŸunu göreceklerdir.

Ä°branî dilinde, miladi onuncu asırdan önce gramer ve edebiyat kuralları yoktu, din adamları Mısır’da Müslüman Araplardan öğrendiler.

Ä°branice'de aruz (ÅŸiir vezinleri, kalıpları) yoktu, Mısır ve Endülüs’te Müslümanlardan öğrendiler.

Endülüs doÄŸumlu olup uzun yıllar Kuzey Afrika’da ve Mısır’da yaÅŸamış olan filozofları Musa b. Meymun tevhid felsefesi konusunu ilk yazan kiÅŸi olup Tevrât’ın, âdetlerini taklit etmeyi yasakladığı milletler içinden yalnızca Müslümanları istisna etmiÅŸtir (onlara uyulabilir demiÅŸtir).

Mahmud Akkad’ın “Mâ Yukâlu ani’l-Ä°slâm” adıyla özetlediÄŸi kitabın yazarı Naphtali Wieder, bir adım daha ileri giderek Yahudilerden birkaç neslin, Müslümanlarla temaslarından önceki ibadetleri ile temastan ve birlikte yaÅŸamadan sonraki ibadetlerini karşılaÅŸtırıyor ve kendi kaynaklarını da kullanarak ÅŸu sonucu ispat ediyor: Yahudiler Müslümanlara uyarak, onlardan öğrenerek abdest, gusül, cemaatle namaz gibi birçok ibadeti uygulama alanına soktular.

Mesela Yahudiler daha önce abdest yerine yalnızca ellerini yıkıyorlar, cünüp olduklarında da gusül yapmıyorlardı. Halk bunları Müslümanlardan öğrenince “daha önceleri bizde de vardı, siz kaldırdınız, farklı ÅŸeyler söylüyorsunuz” diye hahamlara, Ä°slâm mahkemesinde dava açmaya kalkıştılar.

Yahudiler cemaat halinde namaz kılarken haham okumakla meşgul olur, cemaat ise oturdukları yerde sağa sola tükürür, konuşur, kalkıp bir yerlere gidip dönenler olur, gençler de bu hali görünce ibadetin böyle olduğunu zanneder, yanlış eğitim alırlardı. Bu durumu böylece tasvir eden Musa b. Meymun Yahudilere, Müslümanların cemaatle namaz düzenlerini tavsiye etmişti.

Yazar ayrıca Yahudilerin Ä°slâm tasavvufundan da etkilendiklerini kaydediyor, Musa b. Meymun’un oÄŸlu Ä°brahim’in Ä°slâm namazını ve ona tekaddüm eden temizlik (abdest, gusül vb.) yazdığını, Åžark Yahudilerinin ibadetlerinde onu izlediklerini ifade ediyor.

Sonuç olarak Yahudiler, Irak’a göç etmeden önce bilmedikleri (bilgi kaynaklarında mevcut olamayan) ve semavi dinler arasında ortak olan hususları göçten sonra burada öğrendiler, Ä°slâm’dan sonra ise yukarıda özetlendiÄŸi gibi Ä°slâm’dan çok ÅŸey aldılar.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.